Enayiliğinize doymayın!


Bütün rakiplerimizin kaybettiği haftada 10 kişi kalmış bir takıma kendi sahamızda yenildik. Hatta gol olduğu sırada Eskişehirspor 9 kişiydi. Böyle bir maçın ardından ne söylenebilir ki?.. Beş para etmez futbol devam ediyor. Kötü sonuçlardan sonra çaylak denilen Skibbe'yi gönderdiler, yerine daha çaylağını getirdiler. O da Skibbe'nin kaldığı yerden devam ediyor...


Bugün Lincoln sakatmış. İnanan var mı bilmiyorum ama Bülent Korkmaz maçın sonunda öyle dedi... Takımın attığı 48 golün neredeyse yarısına gol ve asist olarak imza atan Lincoln, basının da gazıyla yok edildi. Bülent Korkmaz Galatasaray'ın başına geçmeden önce Lincoln hakkında neler düşündüğünü basına söylemişti. Şimdi de düşündüklerini uyguluyor sanırım. Olan da Galatasaray'a oluyor...

Bu arada Antalyaspor'a 5, Eskişehirspor'a 6 puan bıraktık. Kocaelispor'dan 5 yedik. Kupa maçlarında ikinci lig takımlarını bile zar zor yenebildik... Böyle sonuçlar alan bir takım şampiyon falan olamaz... Hamburg yorgunu bünyeler dedik, o bünyeleri bugün kanser ettiler. Ayaklarına gelen fırsatı teperek rakipleri güldürdüler... Ne diyeyim? Enayiliğinize doymayın...

Eskişehirspor'u yenmek farz oldu


Fenerbahçe, Beşiktaş, Trabzonspor ve Sivasspor'a ne kadar teşekkür etsek az. Aynı hafta kaybettikleri puanlar Hamburg yorgunu bünyelere ilaç gibi geldi... Umarım teknik kadro ve futbolcular ayaklarına gelen bu fırsatı tepmez ve Eskişehirspor'u yener. Gerçi Hamburg maçı düşünülürse enayilik yapma potansiyelimizin yüksek olduğu da ortada... Bu arada hakem faktörünü de düşünmemiz gerekebilir. Ligin ilk yarısındaki Eskişehirspor maçındaki rezillikler hala gözümün önünde...

Futbolun güzellikleri


Hakemler, federasyon, yöneticiler, sakatlıklar ve kötü oyun insanı bazen futboldan soğutuyor. Bu gibi durumlarda futbolun güzelliklerini hatırlamak gerekiyor...

Trabzonspor 2-2 Galatasaray


Trabzonspor deplasmanında eksik kaldıktan sonra 2 puan bıraktık... Galatasaray'ın oyunu yine iyi değildi. Mücadele edenlerin hakkını yemeyeyim ama takımın oyununda bir gariplik var. Maç 2-2 iken ve son dakikalar oynanırken Galatasaray, Trabzonspor ceza sahası yakınlarında serbest vuruş kazanıyor ama gol atmak için ceza sahasına giren tek Galatasaraylı futbolcu yok. Neredeyse futbolcularımızın tamamı gol yememek için kendi sahalarında bekliyorlar. Trabzonspor ise son dakikalarda sadece kalecisini bırakıp bütün adamlarıyla hücum edebiliyor. Bu gariplik deplasmanda 10 kişi oynuyor olmakla açıklanır mı emin değilim... Umarım hücum etmeme, kapanma Bülent Kormaz'ın Galatasaray'da uygulamak istediği bir taktik değildir... 2 hafta geçmeden istifa isteyen Hıncal Uluç'a ben de sinirlendim ama takımın oyununda hoşuma gitmeyen bir şeyler var...


Bu maçtan sonra hakemden bahsetmeyen yoktur sanırım. Hakemin Sivas maçında gösterdiği kartın nedeni belli değildi. Gerekçesi önce küfürdü, sonra su sıçrattı oldu. Hatta maçın tekrarının engellenmesi için raporların değiştirildiği bile söylendi. Çaldığı ve çalmadığı faulleri geçtik de bakalım hakem ünvanı verilen şahıs Yaser'in atıldığı pozisyon için ne gibi bir açıklama yapacak. Böyle pozisyonlara kırmızı gösterilecekse her maç 8-9 kişiyle tamamlanır... Sonuç olarak bugün yüzümüzü güldüren hiçbir şey yoktu maçta. Arda'nın bacakları delik deşik oldu, sakatlandı. Gelecek maçta oynayıp oynamayacağı belli değil. Baros ve Yaser cezalı duruma düştü... Maçın tek keyifli tarafı yediğimiz gollerin güzel oluşuydu... Lincoln'den ise bahsetmek bile istemiyorum. Adamın böyle olduğunu bile bile aldık. Adamı kazanmak veya disiplin gösterisi yapıp yine küstürmek teknik ekibin bileceği iş. Umarım medyanın gazına gelmezler. Zira bu yaştan sonra Lincoln'ü değiştirmeye çalışmak bize pek bir şey kazandırmaz... Ve Baros... Yanlış mı gördüm bilmiyorum ama bu maçta da sanırım yerde kıvranan Trabzonsporlu bir oyuncu varken oyunun başlamasını engellediği için kart gördü. Baros'a yapılan faulleri çalmayan hakem de Galatasaray kalesine 100 metre uzakta yaşanan bu pozisyon için zevkle kart gösterdi...

Carlos da kameralara yakalanmış


Haftanın terbiyesizleri arasında Roberto Carlos da varmış. Önceki maçlarda hakeme İspanyolca orospu diyen, yardımcı hakeme su atan dünyaca ünlü ihtiyar, bu sefer de hakeme deli işareti yapmış. Fenerbahçe maçlarında gözlerine perde inen hakemler doğal olarak bu hakareti de görememiş... Aslında fazla söze gerek yok. Fenerbahçeli olmak gerçekten bir ayrıcalıkmış. Hakemin suratına top at, küfür et, su at, rakibini tehdit et ama kart görme... Her futbolcunun hayali...

Boğaz kesen Emre

Her maçta defalarca görebileceğiniz normal bir faul sonrasında Emre Belözoğlu rakibine boğazını keserim hareketi yapmış...



Yaptığı harekete şaşıran var mı bilmiyorum ama bu futbolcunun hala Milli Takım kaptanı olmasına anlam veremiyorum... Muhtemelen başka faktörler devrededir...

Uygunsuz hareketler

Beş para etmez futboluyla, hakemlerin iteklemesi ve rakiplerin zorlamamasıyla ligin zirvesinde bulunan takımın teknik direktörü Bülent Uygun hakem hataları nedeniyle çıldırmış. Hakeme saldırmış, yedek kulübesini parçalamış...




Yaptığının şov olduğuna emin olakla beraber bu adamın şu halini her maçta görmek isterim. Umarım bir dahaki şovunda kafasını kullanır... Anadolu'dan şampiyon çıkması için romantik yazılar yazan futbol yazarları nasıl birini desteklediklerini, şişirdiklerini umarım görmüşlerdir... Bakalım tarafsız(!) federasyon saldırgan tavırları nedeniyle Bülent Uygun'a ceza verebilecek mi? Hatırlarsınız, Hasan Şaş kendi soyunma odasının kapısına tekme attığı için 3 maç ceza almıştı...

Berbat bir oyun


Turkcell Süper Lig'de 23. haftanın açılış maçında Galatasaray'ın konuğu Bursaspor oldu... Arda Turan, Mehmet Topal, Servet Çetin, Emre Güngör, Hasan Şaş, Uğur Uçar, Serkan Çalık, Sabri Sarıoğlu ve Tobias Linderoth'un yokluğunda Galatasaray sahadan 2-1 üstün ayrıldı. Galatasaray'ın golleri 10. dakikada Baros ve 31. dakikada Aydın'dan gelirken, Bursaspor'un tek golü 53. dakikada İbrahim'den geldi...

Maçın ilk 15 dakikasını tam olarak seyredemedim ama geri kalanı can sıkıntısından başka bir şey değildi. Galatasaray pozisyona bile girmeden attığı garip iki golle maçı aldı. İlk golde top rakibe çarparak kale çizgisini geçti, ikinci golde ise kalecinin hatası sonucu Galatasaraylı oyuncuya çarparak... Gollerden başka hatırladığım tek pozisyon Nonda'nın kaçırdığıydı. Son dakikalara kadar Bursaspor'un da pozisyonu, Galatasaray'ı zorlayıcı bir baskısı yoktu. Takımın mücadele ediyor olmasından bahsedenler olabilir ama kendi sahanda doğru dürüst pozisyona giremedikten sonra kuru kuru mücadele etsen ne olur... Maçta, Lincoln etkili değildi. Serkan Kurtuluş da defansif olarak Sabri'yi hiç aratmadı. Aydın'dan ise diğer Galatasaraylılar gibi çok daha fazlasını bekliyorum...